Finansal Dönüşüm ve GameFi

Bilgisayar oyunlarının günlük hayata girmesiyle birlikte birçok çocuk sokakta oyun oynamak yerine bilgisayarda oyun oynamayı tercih etmeye başladı. Bu trend, günümüzde de bozulmadan devam etmektedir. Bilgisayar oyunlarıyla çok fazla vakit geçirmeye başlayan çocukların, gerçek hayata dair eksik bilgi ve tecrübelere sahip olacağı düşüncesi belki ilk başta doğru kabul edilebilse de günümüzde çevrimiçi oyunların varlığıyla giderek önemsiz bir konu haline gelmeye başladı. Çünkü çevrimiçi oyunları oynayan oyuncular, oyun içerisinde para kazanmayı, parayı en efektif şekilde harcamayı, diğer oyuncuların ihtiyaçlarını analiz ederek ticaret yapmayı, takım oluşturmayı, takım halinde hareket etmeyi, hızlı karar alma ve aynı zamanda uzun vadeli stratejiler yapmayı öğrenmektedirler.

 

Gerçek hayatta oldukça uzun zaman alabilecek ve tekrar tekrar denemesi nispeten daha zor olan bu deneyimlerin hepsi, bilgisayar oyunları üzerinden öğrenilebilmektetir. Bu nedenle, bilgisayar oyunlarıyla büyüyen bir neslin, önceki nesle kıyasla daha hızlı düşünme, öğrenme ve daha gelişmiş ticari veya finansal zihne sahip olduğu söylenebilir. Aynı zamanda oyun içerisinde sonsuz deneme hakkına sahip olan oyuncular, oyun içi örüntüleri tanıma ve bu örüntülere göre hareket etmeyi de öğreniyorlar. Dolayısıyla örüntüyü, yani bir mekanizmayı tanımayı öğrendiklerinde, kendi mekanizmalarını oluşturmaları da daha kolay bir hale gelmektedir. Örneğin, 13 yaşındaki Hintli bir genç/çocuk olan Gajesh Naik, Gaj_Finance adlı bir defi platformunu yönetmektedir. Gajesh, küçük yaşta oyunlar üzerinden kazanılan deneyimlerin gerçek hayata nasıl döndürülebileceğiyle ilgili belki de en ilginç ve en genç örneklerden biri olabilir.

 

Finansal okur-yazarlık anlamında oldukça küçük yaşlara kadar inen bu eğitim ve oyun içerisinde kazanılan alışkanlıklar oyun sektörünün DeFi ve NFT teknolojileriyle birleşmesi için oldukça uygun bir ortam hazırlamıştır. Çünkü hem oyunlarda hem de kriptopara ekosisteminde, verdiğiniz kararlar nedeniyle elde edeceğiniz kazanç veya kayıp tamamen kullanıcıyı ilgilendirir. Kayıplarınız karşısında sizi koruyacak bir mekanizma ne oyunlarda ne de kriptoda yoktur. Bu nedenle oyuncular, karar verirken tüm sorumluluğun kendilerinde olduğunu bilirler. Geleneksel piyasalarla iç içe kişilere kıyaslandığında oyun oynayarak büyüyen kişilerin bu sorumluluk kavramı gereği DeFi platformlarını kullanmaya daha yatkın ve uygun olduğu söylenebilir.

Daniel H. Pink’in yazdığı ‘A Whole New Mind’ kitabı, yukarıda anlatılan ve Gajesh ile örneklenen yeni trendi açıklamak için oldukça önemli bazı referans noktalarına sahiptir. Daniel Pink, genel olarak, ayrıntılara yatkın, belirli hedeflere odaklı(ya da görev bilinciyle hareket eden), nispeten ciddi ve gerçekçi olan sol beyin merkezli düşünen kişilerin giderek önemini yitirerek, estetik anlayışları yüksek, görev bilinciyle değil de zevk alma dürtüsüyle hedefler belirleyen, duygusal yönü baskın, yaratıcı(sanatçı kimlikli) sağ beyin merkezli düşünen kişilerin daha önemli ve baskın karakterler olacağını anlatmaktadır. Bu duruma, savaş dönemi geçirmiş ve hayata daha ciddi ve planlı yaklaşan bir nesilden, internet ortamında küresel bir iletişim ağına sahip ve oyunlarla büyümüş daha rahat ve eğlence odaklı bir nesle geçişin sebep olduğu söylenebilir. Estetik yargıların daha ön plana çıkacağıyla ilgili şöyle bir örnek verilebilir; bir mühendis, üzerinde çalıştığı bir mekaniği doğru çalıştırmak zorundadır ancak o mekaniğin dizaynının çekici gözükmemesi halinde sınırlı sayıda kişinin o ürünü satın almak isteyeceği tahmin edilebilir. Günümüzde bir ürün üretmek, az gelişmiş ülkelerde bile yakalanan bir standarttır. Bu ürünü güzel yapmak ise sadece açık fikirli insanların başarıyla gerçekleştirebileceği bir alandır. Daniel Pink, 6 adet ana prensip üzerinden fikrini sunuyor ancak bu prensiplerden 2 tanesi oyun sektörü için oldukça önemli referanslara sahiptir. Bunlardan bir tanesi dizayn, diğeri ise hikaye faktörüdür. Nasıl bir ürünün dizaynı, ürünün satılması için önemliyse, finansal ürünlerde ve teknolojilerde de bu geçerlidir. DeFi gibi bir teknolojinin yeni nesle pazarlanması için oyunlaştırılması, ürünün güzelleştirilmesi için katedilecek yolu oldukça kısaltmaktadır. GameFi olarak nitelendirilebilecek oyunların grafiklerinin, avatarlarının sevimli ögelerden oluştuğunu ve platformların pozitif renklere sahip olduğu unutulmamalıdır. Hikaye prensibinde ise Daniel Pink, sadece verinin kendisinin yeterli olmadığını ve bu verinin, ürünün bir hikayesinin olmasının gerektiğinden bahseder. NFT piyasası, hikaye prensibi açısından oldukça canlı ve verimli bir örnektir. Örneğin tek bir sanat eseri yerine CryptoPunk gibi bir hikayesi olan belirli bir gruba aitlik hissettiren kült özellik kazanmış bir ürün daha çok talep yaratmaktadır.


DeFi ve NFT’nin birleşimiyle oluşturulan oyunlar veya kimilerince GameFi olarak tanımlanabilecek bu alan, oyuncuların bu zamana kadar oyunlarda kazandıkları becerileri ve bilgileri kriptoparalar sayesinde çok daha geniş bir ekonomik sistemde test etmelerine imkan vermektedir. Oyun içi varlıkların veya oyundan kazanılan becerilerin, geleneksel ekonominin temelini oluşturan bankalar ve bankacılık sistemi için hiçbir ekonomik anlam ifade etmediğini tahmin etmek zor değil. Tam aksine, DeFi platformları ise bu varlıkları kredi veya faiz sistemlerinde test etmeye oldukça isteklidirler. Bunun için de Matrak gibi altyapı platformlarının oynadığı rol çok önemlidir. Altyapılar ne kadar geniş kapsamlı ve esnek olurlarsa, GameFi türündeki oyunlar da o kadar çok yeni girişimci ve bir o kadarda hızlı bir büyümeye sahip olabilir. Sonuç olarak, hem finansal kavramlar hem de finansal varlıklar, kriptoparalarla birlikte oldukça önemli bir değişim yaşamaktadırlar. Oyun ekonomilerini, gerçek bir bankacılık servisine ve küresel ekonomiye bağlayan GameFi platformları, bu dönüşümün sadece bir parçası değil, aynı zamanda merkezi olmaya aday görünmektedirler.


Berkay Aybey

İş Analisti / BV Crypto